| 10 Görüntülenme | 58 dk tahmini okuma süresi

ARAÇ DEĞER KAYBI VE DEĞER KAYBI TAZMİNATINA DAİR BİLMENİZ GEREKENLER
ARAÇ DEĞER KAYBI VE DEĞER KAYBI TAZMİNATINA İLİŞKİN TÜM DETAYLAR
Trafik kazaları sonucu hasar gören araçlar, eski halinden farksız olacak şekilde onarılsa dahi TRAMER kayıtlarına hasarlı araç olarak geçecek ve değer kaybı yaşayacaktır. Bu bir nevi, taşıtın orijinalliğinden değer yitirmesi olarak da tanımlanabilir. Araç değer kaybının hesaplanması ve doğru hamlelerin izlenmesiyle uğranılan maddi zararın üstesinden gelmek ise kusursuz araç malikleri için mümkün!
BİR MOTORLU ARAÇTA MEYDANA GELEN DEĞER KAYBI NEYİ İFADE EDER?
Bir motorlu aracın kazaya bağlı olarak hasarlanıp tamir edilmesinden sonraki serbest piyasadaki değeri ile kaza öncesi hasarlanmamış değeri arasındaki değeri arasındaki farka araç değer kaybı denir.
ARAÇ DEĞER KAYBI ZARAR HESABI HANGİ YÖNTEM KULLANILARAK NASIL BELİRLENMELİDİR?
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2016/4975 E. 2016/7194 K.
''...Davalı tarafından icra takibine geçilmeden önce açılmış olan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/76 D.iş sayılı tespit dosyasındaki 30.06.2014 tarihli makine mühendisi bilirkişi raporunda davalı aracındaki değer kaybı 2.500,00 TL, yargılama sırasında mahkemece aldırılan 19.06.2015 tarihli makine mühendisi bilirkişi raporunda davalı aracındaki değer kaybı 4.500,00 TL, tespit raporuyla oluşan çelişki ve davacı itirazı dikkate alınarak mahkemece farklı bir makine mühendisinden aldırılan 27.07.2015 tarihli ikinci bilirkişi raporunda ise davalı aracındaki değer kaybı 2.500,00 TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece ikinci raporun davalının yaptırdığı tespit raporuyla da aynı yönde ve bilimsel yöntemlerle düzenlendiği gerekçesiyle yeniden rapor alınmamış ve bu raporun dosya kapsamına uygun olduğu ve denetime de elverişli olduğu sonucuna varılarak hükme esas alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybının tespiti, Dairemizce değer kaybının belirlenmesi hususunda esas alınan, aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el piyasa değeri arasındaki fark kriterine uyulmaksızın hesaplama yapılarak sağlanmıştır. Bu durumda mahkemece aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddiaları ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının yeniden hesaplanması konusunda farklı bir bilirkişiden raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hükmü elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir...''
YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2014/1106 E. , 2014/1421 K.
''...Dava trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı tazmini istemine ilişkindir. Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır. Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybı, aracın hasarsız ikinci el piyasa değeri araştırılmadan çarpma noktaları, yaşı, modeli dikkate alınıp değişen kaporta parçalarının olması nedeniyle denetime olanak vermeyecek şekilde tahmini olarak belirlenmiştir. Bilirkişi raporu hüküm vermeye yeterli değildir. Bu durumda mahkemece, aynı bilirkişiden, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespit edilmesinden sonra aradaki farkın hesaplanarak değer kaybı miktarının bulunması hususunda ayrıntılı, denetime elverişli ve gerekçeli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir...''
MOTORLU ARAÇTA OLUŞAN HASAR BEDELİ İLE ARAÇ DEĞER KAYBININ HESAPLANMASI İÇİN BİLİRKİŞİ TAYİNİ NASIL OLMALIDIR?
Otomotiv sektöründe uzman bilirkişilerin, mahkemelerce, İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan trafik hasar uzmanı kişilerden seçilmesi uygun olacaktır.
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2015/5657 E. , 2015/13019 K.
''...Davacı tarafça, iş bu davada araç hasarı talep edilmemiş, ancak kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybı istenmiştir.Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda 3.462,50 TL. değer kaybı tazminatına hükmolunmuş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda, araç değer kaybı hesaplamasının doğru yapılmadığı, bu bağlamda raporun yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı görülmektedir. Eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilemez. Bu durumda mahkemece, araç değer kaybı konusunda hesap yapmaya ehil, İTÜ ve Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi(makina mühendisi) veya bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına göre, davacı aracının modeli, markası,kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin karşı vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; mahkemece, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği, davalılar lehine ayrı ayrı 1.500.00'er TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine hükmolunduğu görülmektedir. Somut olayda eldeki dava, trafik kazasından kaynaklanan zararın, zarara sebep olan araç maliki ile aracın zorunlu trafik sigortacısı olan diğer davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, davalılar meydana gelen zarardan dolayı davacıya karşı müteselsilen sorumlu olan ihtiyari dava arkadaşıdır. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 3/2. maddesi "Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur" hükmünü taşımaktadır. Somut olayda, ihtiyari dava arkadaşı olup zarardan müteselsilen sorumlu olan ve haklarında verilen red hükmü, aynı sebebe dayanan davalılar lehine, AAÜT'nin anılan hükmü gereği tek bir vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, yazılı olduğu biçimde ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunması, doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir...''
ARAÇTA HASAR GÖREN PARÇALARIN YETKİLİ SERVİSTE ORİJİNALİ İLE DEĞİŞTİRİLEREK ONARILMASI DURUMUNDA DA ARAÇ DEĞER KAYBI OLUŞUR MU?
Araçta hasar gören parçalar, yetkili serviste orijinali ile değiştirilerek onarılsa bile araçta değer kaybı oluşur.
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2013/20219 E. 2014/460 K.
''...Dava, trafik kazasından kaynaklanan araçtaki değer kaybı istemine ilişkindir. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre davalı sürücü kazada tam kusurludur. Davacıya ait 2011 model Ford Fiesta aracın 02.09.2012 tarihli kazada hasar gören tampon, sis lambaları, ön far ve arka bagaj kapısı yetkili serviste orijinali ile değiştirilerek onarılsa dahi, piyasa şartları bakımından araçta değer kaybı oluşacağı gözetilmeden, dosyada mevcut bilirkişi Makine Mühendisi M. .’in raporunda alternatif görüş olarak bildirilen ortalama değer kaybına hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır...''
Haksız fiil sonucu hasara uğrayan aracın bazı parçaları yenileriyle değiştirilmiş ise bu parçaların eskisi ile yenisi arasındaki farkın tazminat alacaklısının zararından düşürülmesi gerekir.
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2016/10460 E. 2019/4369 K.
''...Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç değer kaybı belirlenmesi dairemiz içtihatlarına uygun değildir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybının tespiti, Dairemizce değer kaybının belirlenmesi hususunda esas alınan, aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el piyasa değeri arasındaki fark kriterine uyulmaksızın genel bir değerlendirme yapılarak sağlanmıştır. Araçta meydana gelen değer kaybının; aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki hasarlı halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya (farka) göre değerlendirilmek suretiyle hesaplanması gerekir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2008/384 değişik iş sayılı dosyasında, Değer kaybı konusunda genel bir değerlendirme ile, araçtaki hasar gören parçaların orjinal parçalar ile değiştiklerini belirterek araçta değer kaybı meydana gelmediğini belirten bilirkişi kök ve ek raporuna dayalı olarak hüküm verilmesi doğru görülmemiştir. Zira aracın sağ ön ve arka çamurlukları, sağ ön kapısı, bagaj kapısı, ön ve arka tamponu ve çamurlukları komple boyanmış ve her ne kadar araçta değişen parçalar orjinal olsa da araçta parça değişimi yapılmış ve araç tamir görmüştür. Açıklanan nedenlerle araç değer kaybına ilişkin yeterince araştırma inceleme yapılıp sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir...''
MOTORLU ARACIN DAHA ÖNCELERİ DE KAZA GEÇİRMİŞ OLMASI HALİNDE YENİ OLUŞAN KAZAYA BAĞLI OLARAK MOTORLU ARAÇTA DEĞER KAYBI SÖZ KONUSU OLUR MU?
Daha önceleri kazaya karışmış olsa da bir motorlu aracın yeni oluşan kazaya bağlı olarak tamir edilmesinden sonraki serbest piyasada ki değeri ile bu yeni kaza öncesi değeri arasında fark oluşabilir. İşte bu fark değer kaybı zararıdır.
PERTE AYRILAN ARAÇLARDA ARAÇ DEĞER KAYBI SÖZ KONUSU OLUR MU?
Bir kazaya bağlı olarak hasarlanan aracın tamir masrafları, aracın kaza tarihindeki değerini aşar veya aracın tamiri mümkün değil ise araç tam hasara uğramış olur. Hasara uğrayan aracın ikinci el serbest piyasa fiyatına göre onarımının ekonomik olmadığı, perte ayrılmasının uygun olduğu durumlarda araç değer kaybından söz edilemez.
BİR MOTORLU ARACIN KAZAYA BAĞLI OLARAK PERT OLUP OLMADIĞI NASIL TESPİT EDİLMEKTEDİR?
Aracın onarım giderleri ikinci el piyasa değerinin yarısından fazlasını aşarsa aracın tamiri ekonomik olmaz.
Aracın tam hasarlı yani pert olduğunun tespit edildiği durumlarda, aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değerinden sovtaj bedeli (hasar görmüş bir malın hasarlı hâldeki ekonomik değeri) mahsup edilerek gerçek zarar miktarı tayin edilmelidir.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 2021/2395 E. , 2021/5373 K.
''...davalı ... vekilinin, davalının aracı uzun süreli kira sözleşmesiyle ... Belediye Başkanlığına kiraladığını iddia etmiş olması nedeniyle kira sözleşmesi getirtilerek buna ilişkin tüm deliller toplanıp sonucuna göre husumetin değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırmayla karar verilmesinin doğru olmadığı, hükme esas alınan hasar raporunda aracın rayiç bedelinin ne kadar olduğu ve aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı hususunun değerlendirilmediği, buna göre öncelikle aracın rayiç bedeli ardından aracın tamir bedeli belirlenerek, tamirinin ekonomik olup olmayacağı, pert olup olmadığının tespiti ile şayet pert olduğu anlaşılırsa, aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değerinden sovtaj bedeli mahsup edilerek gerçek zarar miktarının belirlenmesi, şayet onarımı mümkün ise onarım bedelinin belirlenmesinin gerektiği, yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybının tespitinin, dairemizce değer kaybının belirlenmesi hususunda esas alınan kriterlere uyulmaksızın belirlendiği, sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı iddiası bulunmakla buna ilişkin deliller toplanılarak sonucuna göre değerlendirme yapılması gerektiği, kabule göre de; ikame araç giderine ilişkin istek kaleminin, davalı ... yönünden reddi gerekirken ikame araç bedelinin de davalı ... şirketinden tahsiline karar verilmiş olmasının ve sigorta şirketinin manevi tazminata ilişkin sorumluluğu bulunmamasına rağmen sorumluluğuna karar verilmesinin doğru olmadığına değinilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir...''
ZARAR GÖREN, ONARIM SÜRESİNCE ARAÇTAN MAHRUM KALINMASI NEDENİYLE TAZMİNAT TALEBİNDE BULUNABİLİR Mİ?
Zarar gören hasara uğrayan araç yerine başka bir araç kiralamış olmasa da zarara uğradığı kabul edilir.
Onarım süresince, salt aracın kullanılmaması bir zarar olarak kabul edilmekte ve de araç kullanamama süresine ilişkin zarar hesabı yapılıp hüküm altına alınmaktadır.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 2021/26777 E. 2022/11236 K.
''...Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, meydana gelen kazada davacıya ait aracın hasarlandığını, aracın onarım süresince aracından mahrum kaldığını açıklayıp diğer taleplerinin yanında araç mahrumiyet bedelinin de tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50'nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı tarafından araç kiraladığına dair belge veya ödeme belgeleri sunulmasa da hakim zararı belirleyebilir. Bu durumda mahkemece, davacı aracında oluşan hasarın niteliğine göre makul tamir süresinin belirlenmesi, ihtiyaçları için aracı kullanamamaktan doğan ve bu süre içinde davacının (ikame araç) ödemesi gereken bedelin ne olacağı konularında alınan bilirkişi raporuna göre davacının araç mahrumiyet bedeli talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacının bu talebini objektif kriter ve delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir...''
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2014/15596 E. 2017/156 K.
''...Davacı vekilince araç mahrumiyet bedeli talep edilmiş, mahkemece, aracın davacı tarafından bakkaliye işinde kullanıldığının ispatlanamadığı gerekçesi ile bu talep reddedilmiştir.
Somut olayda davacı aracının hasarlandığı ve tamir gördüğü süre zarfında davacı yanca kullanılamadığı sabittir. Bu durumda mahkemece, davaya konu kaza sebebiyle araçtaki hasarın giderilmesi için gereken onarım süresi içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) araç mahrumiyeti bedelinin tespiti hususunda da rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...''
ZARAR GÖREN, HASAR GÖREN ARACIYLA AYNI NİTELİKLERE SAHİP BİR ARAÇ KİRALAMASI DURUMUNDA ÖDEMİŞ OLDUĞU KİRALAMA BEDELİNİ ZARAR VERENDEN TALEP EDEBİLİR Mİ?
Haksız fiil sorumlusu bu gibi durumlarda zarar görenin ödemiş olduğu kiralama bedelini tazmin edebilir.
ARAÇTAN MAHRUM KALMA ZARAR SÜRESİ NASIL HESAPLANMALIDIR?
Aracın onarımı mümkünse 'makul onarım süresi', onarımı mümkün değil ise 'yenisinin alınabilmesi için gerekli olan makul süre' göz önünde bulundurularak zarar hesabı yapılmalıdır.
Zarar görenden kaynaklanan sebeplerle ikame edilecek aracın geç edinilmesi, aracın geç onarım verilmesi, servis yoğunluğu nedeniyle onarımda geçen süre, aracın kiralayana geç teslim edilmesi vb. Hususlar zarar verene yüklenemez. Zarar gören, servisten aracını teslim aldığı tarihten sonrası için araç mahrumiyet bedeli isteyemez.
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ 2021/6026 E. 2021/10529 K.
''...Dava konusu araç, dava dışı 3. kişilerce .... Noterliğince düzenlenmiş sahte vekaletnameye dayanılarak .... Noterliği'nin 16/07/2008 tarihli ve 16815 yevmiye nolu satış sözleşmesiyle dava dışı kişiye satılmış, Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2008/439 esas sayılı dosyasında verilen ara karar gereği 12/05/2009 tarihinde ise davacı vekili Av....’e teslim edilmiştir. Bu durumda, davacı 16/07/2008 tarihinde elinden çıkan aracını ancak 12.05.2009 tarihinde teslim alabilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davacının aracını teslim aldığı 12/05/2009 tarihinden sonrası için araç mahrumiyet bedeli isteyemeyeceği gözetilmeden, dava konusu araç için üç yıllık araç mahrumiyet bedeli olarak 43.200 TL hesap edilmiş olup, mahkemece bu rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir. O halde mahkemece, davacının araç mahrumiyet bedeli olarak 16/07/2008 ile 12/05/2009 tarihleri arası için talepte bulunabileceği; ayrıca zararın, mahrum kalınan kira bedeli yönünden tazmini yoluna gidildiğinden artık aracın değer kaybı bedeline de hükmedilemeyeceği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...''
KAZAYA BAĞLI OLARAK TATİL SÜRESİNDEN VE BOŞ ZAMANDAN YOKSUN KALMA TAZMİNİ GEREKEN BİR ZARAR MIDIR?
Kazaya bağlı olarak tatil süresinden yararlanamama yüzünden çalışma verimliliğinde bir azalma ve bu azalmaya bağlı bir gelir veya kazanç azalması gerçekleşmedikçe tazminat talebi reddedilmelidir.
Bir kimse kaza sonucu planladığı seyahat şirketinden veya otel işletmesinden geri alamayacağı ya da ödemekle yükümlü kalacağı miktar tutarından zarara uğradığından bunun için tazminat talebinde bulunabilir.
Yine bir kimse, karşılığını ödediği ve yararlanmaya hak ettiği gezi turu esnasında uğradığı kazaya bağlı olarak bu hakkından tam olarak yararlanamayabilir. Bu durumda da zarar gören kaza olmasaydı yararlanacağı edimler ile fiilen yararlandığı edimler arasındaki farkı zarar olarak tazmini isteyebilecektir.
ARAÇTAN MAHRUM KALDIĞI İÇİN ZARAR GÖRENİN UĞRAMIŞ OLDUĞU KAZANÇ KAYBI NASIL TAYİN ETMELİDİR?
Onarım süresi içinde arabasını çalıştıramayan zarar görenin, kar mahrumiyeti nedeniyle haksız fiil sorumlularından, zararının giderilmesini edebilmesi için karın elde edilmesi kuvvetle muhtemel olmalıdır. Zarar olarak ileri sürülen kar mahrumiyeti tartışmalı ise tazmini talep edilemez.
Kazanç kaybının belirlenmesi yönünden, gerekirse zarar görenin ticari defter ve kayıtları üzerinde gerekli incelemeler yapılarak günlük kazanç tayin edilmelidir.
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2015/10017 E. 2016/832 K.
''...Bu durumda mahkemece, öncelikli olarak davacı aracını kasko sigorta poliçesi ile sigortalayan şirketten kazaya ilişkin olarak açılan hasar dosyası da getirtilerek; rapor düzenleyen makina mühendisi bilirkişiden ek rapor alınması; ya da araç değer kaybı konusunda hesap yapmaya ehil, İTÜ ve Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi (makina mühendisi) veya bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına ve davacı aracı için açılan kasko hasar dosyasına göre; davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi, aracın kullanım amacı ve bu nedenle K1 taşıma belgeli oluşu vs. gibi hususlar gözönünde bulundurularak kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre davacının araç değer kaybı talebi yönünden karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Davacı taraf, kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybı ile birlikte aracın tamir süresince kullanılamaması nedeniyle oluşan kazanç kaybının da tahsilini talep etmiş; davalı taraf, davacının kazanç kaybına uğramayacağı gerekçesiyle talebin reddini savunmuş; mahkemece kazanç kaybı yönünden bilirkişi raporu alınmaksızın, sadece davacı tarafın aracın 1 ay tamirde kaldığı yönündeki beyanı ve ... Şöförler Odası'nın aracın günlük kira bedelinin 95,00-100,00 TL. olacağına ilişkin yazı cevabına göre belirlenen 3.000,00 TL. kazanç kaybı hüküm altına alınmıştır. Davacının kazanç kaybı talebinin incelenmesi kapsamında, aracın kasko şirketindeki hasar dosyasının getirtilmediği, aracın tamirde kaldığı sürenin tespit edilmediği, davacının hasarlanan aracı ile gördüğü iş nedeniyle elde ettiği kazanç miktarının araştırılmadığı görülmüştür. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, öncelikle davacı aracı için kasko şirketi nezdinde açılan hasar dosyası ilgili şirketten getirtilmeli, davacı aracının onarım süresi konusunda bilirkişiden görüş alınıp bu süre net şekilde belirlenmeli, davacının kaza tarihi itibariyle aracını kullanmak suretiyle elde ettiği günlük kazanç miktarı davacının bayisi olarak faaliyet gösterdiği ...'den sorulmalıdır. Davacı aracının kullanıldığı iş ve bu iş için aracın K1 taşıma belgeli oluşu da gözetilerek, belirtilen belgeler ile davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması, davacının aracın işletilmesi nedeniyle yaptığı masraflar vs. de düşülmek suretiyle hesaplama yapılması için konusunda uzman makina mühendisi bilirkişiden gerekçeli, denetime açık bilirkişi raporu alınarak kazanç kaybı miktarının net şekilde belirlenmesi gerekirken, belirtilen şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir...''
Zarar görenin yaptığı iş ve kapasitesi gözetilerek makul sürede hasarlı araç yerine yenisini alıp faaliyetini sürdürmesi mümkünse kar mahrumiyeti söz konusu olmaz.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 2019/3258 E. 2020/1952 K.
''...Dosya kapsamından; asıl ve birleşen ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/470 esas sayılı davasının daha önce Dairemiz bozmalarına konu yapıldığı, birleşen bu son davanın ise daha önce Dairemiz'in temyiz incelemesinden geçmediği, dava konusu araca 10/01/2005 tarihinde el konulduğu, davacı tarafından 08/08/2016 tarihinde bu davanın açıldığı ve üzerinden 9 yıl geçmiş bulunduğu anlaşılmıştır. Eldeki davada geçen sürede gözetildiğinde davacının makul sürede dava konusu araç yerine yenisini alıp faaliyetini sürdürmesi mümkündür. Davacının yaptığı iş ve kapasitesi gözetilerek eldeki davaya konu olan dönemde yeni bir araç alabileceği gözetildiğinde bu davanın tümden reddi gerekir...''
Zarar görenin, araçtan mahrum kalma nedeniyle kazanç kaybı hesaplanırken yılın her günü gelir elde edeceğinin kabulü de hayatın olağan akışına aykırıdır.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 2018/5438 E. 2019/3561 K.
''...Davacının el konulan araç nedeniyle kazanç kaybı hesaplanırken yılın her günü gelir elde edeceğinin kabulü de hayatın olağan akışına aykırı olup gerçek zarar kapsamını aştığından kazanç kaybı hesaplanırken bu durum da gözetilmek üzere konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı, açık ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir...''
TRAFİK SİCİL KAYDINA KONULAN TEDBİR SEBEBİYLE ARAÇTA DEĞER KAYBI OLUŞUR MU?
Trafik sicil kaydına konulan tedbir sebebiyle araç değer kaybına uğramaz.
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATINDAN BEKLENMEDİK DURUM NEDENİYLE İNDİRİM YAPILABİLİR Mİ?
Beklenmedik olay, mücbir sebep seviyesine ulaşmışsa illiyet bağını keser ve tazminat sorumluluğunu ortadan kaldırır.
Mesela yolun buzlu olması, yoğun sis, görüş mesafesinin çok az olması, sisin aniden bastırması da umulmayan hâl olarak değerlendirilir. Fakat bu tür beklenmedik olaylar, motorlu aracın işletilmesi tehlikesi kavramı içinde değerlendirildiğinden, tazminattan indirim nedeni olarak kabul edilmez.
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2015/1604 E. 2015/11066 K.
''...Olay tarihinde hava yoğun sisli, görüş mesafesi çok az ise de; aynı şartlarda aracını durdurabilen sürücüler vardır. Mahkemece, Ceza Mahkemesinde sis nedeniyle illiyet bağının kesildiğinin kabul edildiği, önde meydana gelen kazanın görülme imkanının olmadığı, ceza mahkemesince sürücülere kusur verilmediği, mücbir sebep nedeniyle kazanın meydana geldiği gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de verilen karar dosya kapsamına uygun değildir. Öncelikle sürücünün aracının hızını yol, hava, görüş ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurması gerekir. Aksine davranış, sürücünün kusurlu olduğunun kanıtıdır. Yoğun sis, görüş mesafesinin çok az olması, sisin aniden bastırması da mücbir sebep olmayıp ancak umulmayan hal olarak değerlendirilebilir. Davalı sürücü Veysi'nin bu hava şartlarına göre hızını ayarlaması, güvenli takip mesafesini koruması gerekirdi. Zİra aynı şartlarda aracını durdurabilen, takip mesafesini koruyan sürücülerde bulunmaktadır...''
MADDİ HASARLA SONUÇLANAN KAZALARDA, KAZAYA KARIŞAN SÜRÜCÜLER KENDİ ARALARINDA KAZA TESPİT TUTANAĞI DÜZENLEYEBİLİRLER Mİ?
KTK m.81/2'ye göre; 'yalnızca maddi hasarlı meydana gelen kazalarda', kazaya dahil kişilerin tümü, yetkili ve görevli gelmesine lüzum görmezse bunu aralarında yazılı olarak saptayarak kaza yerinden ayrılabilirler. Bu şekilde düzenlenen tutanak, Yargıtay'a göre trafik zabıtasınca düzenlenen ''Trafik Kazası Tespit Tutanağı'' hükmündedir.
Anlaşma sonucu kendi aralarında maddi hasarlı kaza tespit tutanağı düzenleyip olay yerinden ayrılmış olan taraflar, sonradan yetkililerden kaza tespit tutanağı düzenlenmesini isteyemezler. Bu durumlarda hasar tespitleri ilgililerin sigortalarına veya yetkili mahkemelere başvurarak yapılır.
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2014/3408 E. 2014/3117 K.
''...Maddi hasarlı trafik kazalarında, sürücüler arasında trafik kazası tespit tutanağı düzenlenebileceği yasal düzenleme ile öngörülmüştür. Bu tutanağın resmi görevlilerce düzenlenen kaza tespit tutanağından farkı yoktur. Somut olayda, davacı ile davalının sigortalısı arasında 05.07.2010 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmiş olup, sigortalı Nihat Yapıcı aracı ile yokuş aşağı seyrederken, davacı aracını sollamak istediğini, o anda karşıdan gelen aracı farkedip yoluna döndüğü anda frene bastığını buna rağmen aracının durmayarak davacı tarafa ait araca arkasından çarptığını, davacı aracının çarpmanın etkisiyle duvara vurduğunu belirtmiştir. Davacı sürücü de kazanın oluş şeklini aynen bu şekilde tutanakta anlatmıştır. Davalı sigorta şirketi, sigortalı Nihat Yapıcı'nın aynı zamanda kasko sigortası şirketi olduğundan davayı konu kaza nedeniyle sigortalısının müracaatı üzerine ekspertiz incelemesi yaptırmış, 02.07.2013 tarihli eksper raporunda, anlaşmalı tutanaktaki ifade ile bu kazanın alabileceğinin ihtimal dahilinde olduğu belirtilerek sigortalı araçta tespit edilen 1.428,00 TL. Hasar bedeli dava dışı sigortalıya ödenmiştir. Davalı sigorta şirketi, aynı olay nedeniyle hasarlanan kasko sigortalısına ait aracın zararını karşılamasına rağmen, işbu dava nedeniyle verilen cevap dilekçesinde, araçlardaki hasarların uyumsuz olduğunu, kazanın senaryo olduğunu savunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında da özetle oluş şekline göre davacı aracının arka kısmında daha fazla hasar meydana gelmesi gerekirken, aracın önünde çok fazla hasar meydana geldiği, davalı tarafa ait araçta oluşan hasarla, davacı arasındaki hasarın uyumsuz olduğu, tutanaktaki oluş şekli ile hasarların uyumlu olmadığı arkadan çarpan araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacı aracında 31.326,00 TL. Tutarında hasar bulunduğu belirtilmiştir.
Bu durumda mahkemece, davalının sigortalısı, dava dışı araç işleteni tarafından imzalanan maddi hasarlı trafik kazası tutanağının, araç işletenini ve onun hukuki sorumluluğunu üstlenen davalı sigorta şirketini bağlayacağı, araçlardaki hasarların birbiriyle ve oluş şekli ile uyumlu bulunmadığına ilişkin itirazlarını, zarar gören 3.kişi konumundaki davacıya karşı ileri süremeyeceği, KTK'nun 95. Maddesi uyarınca davacı zararını ödedikten sonra, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalısına rücu edebileceğinin kabulü ile davalı sigortacının, davacı aracında meydana gelen gerçek zarardan sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir...''
MADDİ HASARLA SONUÇLANAN KAZALARDA HANGİ DURUMLARDA KAZAYA KARIŞAN SÜRÜCÜLER KENDİ ARALARINDA MADDİ HASARLI TRAFİK KAZASI TESPİT TUTANAĞI DÜZENLEYEMEZLER?
KTK m.152;
A- Tek taraflı maddi hasarlı kaza
B- Taraflardan herhangi birinin ehliyeti yoksa veya ehliyeti kullandığı araç cinsi için yeterli değilse
C- Araçlardan herhangi birinin ülkemizde geçerli ZMMS olmaması
D- Sürücülerden herhangi birinde alkol, uyuşturucu veya uyarıcı madde şüphesi varsa
E- Kazaya karışan araçlardan herhangi biri kamu kurum veya kuruluşuna aitse (SAĞLIK BAKANLIĞINA AİT AMBULANS VE ACİL SAĞLIK ARAÇLARI HARİÇ)
F- Kazada kamu malına veya 3.kişilere ait eşyaya zarar verilmiş olması
MADDİ HASARLI KAZALARA İLİŞKİN KAZA TESPİT TUTANAĞI DÜZENLEMESİNE İTİRAZ MERCİ NERESİDİR?
Maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının idari işlem niteliği olmadığından, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağına itiraz SULH CEZA MAHKEMELERİNE yapılmalıdır.
ARAÇ DEĞER KAYBI ZARARLARINDAN DOLAYI KARAYOLLARI ZORUNLU MALİ MESULİYET SİGORTACISININ SORUMLULUĞU BULUNUR MU?
KTK m.85/1, 91/1, Sigorta Genel Şartları A.1.
Kaza nedeniyle araçlarda meydana gelen değer kaybı, GERÇEK ZARAR içinde değerlendirilir. Bu zarardan hem zarar veren hem de aracın trafik sigortacısı sorumlu olur.
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2014/7975 E. 2014/7004 K.
''...Davalı G.. S.. A.Ş., diğer davalı Y.. K..’e ait aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Zorunlu mali mesuliyet sigortası, karşı araçta meydana gelen gerçek zararı limit dahilinde teminat altına almıştır. Dava konusu trafik kazası sonrasında davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı da gerçek zarar kalemleri arasında bulunmaktadır. O halde, davalı G.. S.. AŞ'nin de değer kaybından sorumluluğuna hükmetmek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir...''
ZARAR GÖRENİN, TRAFİK SİGORTACISINDAN HASAR ZARARININ TAZMİNİ TALEBİ ARAÇ DEĞER KAYBI ZARARINI DA KAPSAR MI?
Taleple bağlılık ilkesi gereği uygulamada sigortacının araç değer kaybından sorumlu olması için zarar görenin hasar zararının tazmini dışında ayrıca değer kaybı zararını da talep etmesi aranır.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 2021/9088 E. 2022/9432 K.
''...Davacı taraf dava dilekçesinde, davalı ...'dan sadece araç hasar bedeli talebinde bulunmuş (davaya konu araç değer kaybı ve kazanç kaybının davalı ...'den tahsilini istemiş); 18/11/2019 tarihli ıslah dilekçesinde ise, araç hasar bedeli ile araç değer kaybının her iki davalıdan müteselsilen tahsilini talep etmiş; mahkemece, ıslah dilekçesindeki talep doğrultusunda, davalı ...Ş. araç değer kaybından da diğer davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 26/1. maddesinde "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" düzenlemesine yer verilmiştir. HMK'nın 176. maddesi ve devam maddelerinde ıslah müessesesi düzenlenmiş olup, bu yolla, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunu değiştirebilmesi imkanı sağlanmıştır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Bu hale göre yargılaması devam eden bir dava içinde, ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Islahla, dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle; dava dilekçesinde davalı ...'dan talep edilmeyen araç değer kaybı zararının, ıslah dilekçesiyle bu davalıdan talep edilmesinin mümkün olmadığı; bu yöndeki kararın, dava dilekçesindeki talebin aşılması mahiyetinde ve ıslah müessesine ilişkin yasal düzenlemelere aykırı olacağı gözetilerek, davacının davalı ...'ya yönelik araç değer kaybı zararına ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, davalı ...'nın araç değer kaybı bedelinden sorumlu tutulması da doğru olmamıştır...''
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATINDAN KARAYOLLARI ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTACISININ SORUMLULUĞUNUN SINIRI NEDİR?
Karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortası bir zarar sigortası olduğundan, TTK m.1473/1 gereği sigortacının ödeyeceği tazminat miktarı ''sigorta bedeli'' ile sınırlıdır.
ZORUNLU TRAFİK SİGORTACISININ SORUMLULUĞUNDA ESAS ALINMASI GEREKEN MADDİ ZARARLAR TEMİNAT TUTARI, POLİÇENİN DÜZENLENDİĞİ TARİHTE GEÇERLİ OLAN TEMİNAT TUTARI MI YOKSA KAZANIN MEYDANA GELDİĞİ ANDA GEÇERLİ OLAN TEMİNAT TUTARI MIDIR?
01.01.2004 tarihinden itibaren, poliçenin ön yüzünde yazılı teminat miktar ile sınırlı olmadığı, ''rizikonun gerçekleşmiş olduğu kaza tarihinde geçerli olan teminat limitleri ile sorumlu olduğu'' kabul edilmiştir.
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2018/3661 E. 2020/6065 K.
''...Mahkemece varılan sonuç somut olaya dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik'in Yeni Teminat Tutarlarının Yürürlükteki Sözleşmelere Uygulanması başlıklı 24. maddesi uyarınca poliçede yazılı teminat tutarları, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ve ek prim alınmaksızın yeni teminat tutarları üzerinden geçerlidir. Bu düzenleme ile sigorta şirketlerinin sorumluluğunun 01.01.2004 tarihinden itibaren, poliçenin ön yüzünde yazılı teminat miktar ile sınırlı olmadığı, kaza tarihinde geçerli olan Güvence Hesabının limitleri ile sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Somut olayda kaza tarihi 30.08.2007 olup, teminat limitleri 01.08.2007 tarihi itibariyle 80.000,00 TL’ye yükseltilmiştir. Mahkemece davalı ... şirketinin sorumlu olduğu teminat limitinin 80.000,00 TL olduğu, bu limitin 60.000,00 TL’sinin daha önce hüküm altına alınmakla davalının bakiye 20.000,00 TL teminat limiti ile sorumlu olduğunun kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir...''
AYNI KAZADA BİRDEN FAZLA KİMSENİN ZARARA UĞRAMASI HÂLİNDE SİGORTACININ SORUMLULUĞU NASIL TAYİN EDİLECEKTİR?
Sigortacının tazminat ödeme borcunu doğuran riziko nedeniyle birden fazla kişi zarara uğramış ve bunların uğradıkları zararlar; sigorta limitini aşıyorsa KTK m.96 gereği sigorta limit miktarı, ''oranlı eşit paylaştırma esasına göre'' zarar görenlere ödenir.
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2007/2307 E. 2007/2457 K.
''… Sigorta AŞ. hakkında dava, davalılar Refik ve Ecevit 'in malik ve sürücüsü oldukları aracın trafik sigortacısı olması nedeniyle açılmıştır. Zorunlu Trafik Sigortası Poliçesi genel şartları hükümlerine göre sigortacı aleyhine dava açılması halinde dava masrafları ile vekalet ücretini ödemekle sigortacı yükümlüdür. Ne varki hükmolunan tazminat sigorta bedelini geçerse, sigortacı bu masrafları, sigorta bedelinin tazminata oranı dahilinde öder. Mahkemece bu ilke dikkate alınmadan davalı İ…. Sigorta AŞ'nin vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sigorta sorumluluk bedelinin tazminata oranı ile sınırlı olmak kaydıyla sorumlu tutulmasına şeklinde karar verilmesi gerekirken hüküm fıkrasının 3, 4, 6. bentleride yazılı olduğu şeklinde hüküm tesisi yetersiz ve doğru görülmemiştir...''
ZORUNLU TRAFİK SİGORTASI TEMİNAT LİMİTİNİ AŞAN ARAÇ HASARLARI VE DEĞER KAYBI ZARARLARI İÇİN NASIL SİGORTA HİMAYESİ SAĞLANABİLİR?
İHTİYARİ MALİ MESULİYET SİGORTASI, zorunlu trafik sigorta asgari sigorta teminat limitlerinin yetersiz kalması karşısında karşılanmayan bu tazminat taleplerine yönelik olarak ek sigorta teminatı sağlayan bir sorumluluk sigortasıdır. Bu sigorta uygulamada kasko sigortası ile birlikte ya da ZMMS ına ek olarak yapılır.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 2021/19625 E. 2022/982 K.
''...Somut olayda iki taraflı trafik kazasında davacı malik, karşı aracın zorunlu trafik sigortacısı olan davalı ... Sigorta A.Ş.’den 9.031,00 TL değer kaybı, karşı aracın ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olan davalı ... Sigorta A.Ş.’den ise 1.969,00 TL değer kaybı talep etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının toplam değer kaybı zararı 11.000,00 TL olarak hesaplanmıştır. Karşı aracın zorunlu trafik sigortacısı olan davalı ... Sigorta A.Ş. tarafından aynı kaza nedeniyle davacının 19.969,00 TL araç hasar bedelinin karşılandığı anlaşılmıştır. 29/11/2015 kaza tarihi itibariyle araç başına maddi zarar zorunlu trafik sigorta poliçe limiti 29.000,00 TL’dir. Davalı ... Sigorta A.Ş. 19.969,00 TL hasar bedeli ödediğinden, bakiye poliçe limiti 9.031,00 TL’dir. Dolayısıyla toplam değer kaybı zararı olan 11.000,00 TL’den 9.031,00 TL düşüldüğünde davacının zorunlu trafik sigortası poliçe limitini aşan bakiye 1.969,00 TL değer kaybı zararı kalmaktadır. İhtiyari mali sorumluluk sigorta poliçesinde kaza başına maddi ihtiyari mali sorumluluk limiti 50.000,00 TL’dir. Bu durumda mahkemece davacının 9.031,00 TL üzerinde kalan değer kaybı zararı için zorunlu trafik sigorta poliçe limiti dolduğundan, aşan 1.969,00 TL değer kaybı zararı için ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olan diğer davalı ... Sigorta A.Ş. yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davalı ... Sigorta A.Ş. sanki davacının aracının kasko sigortacısı imiş gibi, değer kaybından sorumlu olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından, 6100 Sayılı HMK'nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 429. maddesi gereği kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir...''
HASAR BEDELİ VE DEĞER KAYBI İÇİN YAPILAN EKSPER GİDERLERİNDEN SİGORTA ŞİRKETİNİN SORUMLULUĞU SÖZ KONUSU OLUR MU?
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu m.22/19'a göre Sigorta ettiren ya da sigorta sözleşmesinde menfaat sağlayan kişiler, sigorta eksperini serbestçe tayin edebilir. Bu masraflar SİGORTACI tarafından ödenmelidir. TTK m.1426/1'de makul giderler faydasız kalsa bile SİGORTACI bunları ödemek zorundadır.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 2021/4928 E. 2021/8076 K.
''...Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince; başvuru sahibinin talebinin kısmen kabulü ile 44.750,00 TL'nin 19/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 9.661,54 TL araç kiralama zararı ile 588,00 TL. eksper ücretinin aleyhine başvuru yapılan ... Sigorta A.Ş.'den tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince; itirazın kısmen kabulü ile 44.750,00 TL hasar tutarının 19/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigortacıdan alınarak başvuru sahibine ödenmesine, araç mahrumiyeti nedeni ile oluşan 525,00 TL zararın sigortacıdan alınarak başvuru sahibine ödenmesine, başvuru sahibi tarafından sarf edilen 360,00 TL makul giderin (ekspertiz ücretinin) sigortacıdan alınarak başvuru sahibine ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine dair verilen karar bu kez taraf vekillerinin istinaf talebi ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/610 - 2017/1036 esas sayılı kararının ardından İtiraz Hakem Heyetince itirazın kabulüne başvurunun reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan İtiraz Hakem Heyeti kararının ONANMASINA...''
Eksper incelemelerinin temini için aracın servise götürülmesi amacıyla zarar gören tarafından ödenen 'çekici ücreti' de TTK m.1426/1 gereği makul gider olarak kabul edilmelidir.
YARGITAY 4. Hukuk Dairesi 2021/15202 E. 2021/9754 K.
''...6102 sayılı TTK'nın sigorta sözleşmelerine ilişkin genel hükümlerin düzenlendiği kısmında yer alan 1426/1. maddesinde "sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır" düzenlemesi yapılmıştır. Davalı sigortacı tarafından araç üzerinde yapılacak eksper incelemelerinin temini için, zarar gören aracını servise götürmek amacıyla davacı tarafından ödenen (ve belgesi sunulu) çekici ücretinin de anılan kanun hükmü kapsamında değerlendirilip, yargılama giderleri içinde davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir...''
ARAÇTA MEYDANA GELEN HASAR VE DEĞER KAYBI ZARARININ TESPİTİ İÇİN İŞLETENİN GÖREVLENDİRİLMİŞ OLDUĞU SİGORTA EKSPERİNE ÖDENEN ÜCRETTEN DOLAYI SİGORTACININ SORUMLULUĞU SÖZ KONUSU OLUR MU?
Karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortasında kaza sonucunda, zararın sebep ve miktarının tayini maksadıyla yapılan makul giderler, ''sigorta teminat bedelini aşsa dahi'', sigortacının ödemesi gereken tazminat tutarına dahildir.
İŞLETİLME HÂLİNDE OLMAYAN BİR MOTORLU ARACIN NEDEN OLDUĞU ARAÇ DEĞER KAYBI ZARARINDAN TRAFİK SİGORTACISININ SORUMLULUĞU SÖZ KONUSU OLUR MU?
İşletilmekte olmayan bir motorlu araç bir trafik kazasına neden olursa zarar gören, ''ancak işletenin ve fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin bir kusur işlediğini veya araçtaki bir bozukluğun kazaya neden olduğunu'' kanıtlarsa işletenin hukuki sorumluluğuna gidebilir.
KTK M.85/3'E GÖRE; işletilme hâlinde olmayan motorlu araçların verdiği zararlardan doğan sorumluluk, karayolları ZMMS teminatı kapsamı dışındadır. Buna binaen işletilme hâlinde olmayan motorlu aracın neden olduğu araç değer kaybı zararından, sigortacı sorumlu tutulamaz.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 2021/12830 E. 2022/5796 K.
''...Genel Şartların "Teminat Dışında Kalan Haller" başlığını taşıyan A.6 maddesinin a bendinde ise, işletilme halinde olmayan araçların sebep olacağı zararlar, teminat kapsamı dışında bırakılmıştır. Somut olayda, davalının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araç, yol kenarında park halinde iken davaya konu kaza meydana gelmiştir. Bu şekilde motoru çalışmamakta olan ve dolayısıyla hareket kabiliyeti bulunmayan, park edilmiş aracın işletilme halinde olduğundan söz edilemez. Buna göre davaya konu zararın teminat kapsamı dışında kalması dolayısıyla açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tazminattan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir...''
HASAR SEBEBİYLE TRAFİKTEN ÇEKME VEYA HURDAYA ÇIKARILMA İŞLEMİ GÖRMÜŞ ARAÇLARIN DEĞER KAYBI TAZMİNATI TALEPLERİ KARAYOLLARI ZMMS TEMİNATI KAPSAMINDA MIDIR?
Hasar sebebiyle trafikten çekme veya hurdaya çıkarılma işlemi görmüş araçların değer kaybı tazminatı talepleri sigorta teminatı kapsamı dışındadır.
KARAYOLLARI ZMMS SÖZLEŞMESİNİN GEÇMİŞE ETKİLİ YAPILMASI MÜMKÜN MÜDÜR?
Sigorta, poliçede, başlama ve sona erme tarihleri olarak yazılan günlerde ve poliçede belirtilen saatlerde başlar ve sona erer. Sigorta poliçesinde başlama ve sona erme saati yer almazsa sigorta, Türkiye saati ile öğlen 12:00'de başlar ve öğlen 12:00'de sona erer.
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2018/3649 E. 2020/1238 K.
''..Mahkemece ... Sigortası Genel Şartları A.8. Sigortanın Başlangıcı ve Sonu başlıklı maddede, "Sigorta, poliçede başlama ve sona erme tarihleri olarak yazılan günlerde, aksi kararlaştırılmadıkça, Türkiye saati ile öğleyin saat 12.00'de başlar ve öğleyin saat 12.00'da sona erer" denildiği, iş bu davaya konu kazanın, davalı ... şirketince tanzim edilmiş sigorta poliçesi bitiş tarihi olan 08/03/2015 günü saat 15.00 sıralarında (dava konusu kazanın tam saat ve dakikası çeşitli evraklarda küçük farklılıklar göstermekle birlikte saat 12:00'dan sonra meydana geldiği hususunda tereddüt bulunmamaktadır) meydana geldiği, taraflarca bu kuralın aksinin kararlaştırılmış olduğunun ispat edilememiş olduğu anlaşılmakla, söz konusu poliçenin teminat kapsamında olmadığından davalı ... şirketinin dava konusu tazminattan sorumlu olmayacağı kabul olunarak bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Mal sigortalarında sigortacının sorumluluğu, primin veya ilk taksitin ödendiği tarihte başlar. ... Sigortası Genel Şartları A.8. Sigortanın Başlangıcı ve Sonu başlıklı madde de, Sigorta, poliçede başlama ve sona erme tarihleri olarak yazılan günlerde, aksi kararlaştırılmadıkça, Türkiye saati ile öğleyin saat 12.00'de başlar ve öğleyin saat 12.00'da sona erer" hükmü düzenlenmiştir. Dosya arasında bulunan kaza tespit tutanağında olayın 08.03.2015 günü saat 15.00da meydana geldiğinin yazıldığı, C.Savcılığı dosyasında, "Cumhuriyet Savcısı ile yapılan görüşme ve alınan emirler başlıklı formda" olayın 14.30 sıralarında meydana geldiğinin belirtildiği, poliçenin tanzim tarihinin 08.03.2014 olduğu, ilk peşinat tutarının ödendiği saatin belli olmadığı anlaşılmış, poliçenin en alt kısmında saat olarak 14.53 yazdığı, ancak bu saatin poliçenin düzenleme saati olup olmadığı ise anlaşılamamıştır. Buna göre Türkiye Sigorta ve ... Şirketleri Birliğinden söz konusu poliçenin düzenlenme tarih ve saatinin sorularak poliçe suretinin getirtilmesi, gerekirse davalı ... şirketinin ticari defterleri üzerinde bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak primin ödendiği tarih ve poliçenin davalı sigortacının sistemine girdiği saatin saptanması ve davalı ... şirketi yönünden varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır...''
Araç sahipleri genellikle sigorta ettiren olduğundan sigorta ettiren rizikonun gerçekleştiğini bilir. Bu gibi durumlarda geçmişe etkili sigorta geçersiz kabul edilmelidir; çünkü araç sahibi ile araç işleteni aynı olduğu hâllerde sigorta ettirenin rizikoyu bilmemesi pek mümkün değildir. Araç sahibi ile işleten farklı ise sigorta ettiren geçmişe etkili sigorta yapmışsa sözleşmenin kurulması sırasında kazaya ilişkin bilgisi olmayabilir. Böyle durumlarda sözleşmenin kurulması sırasında sigortacı ile sigorta ettirenin ve sigortadan haberi olması şartıyla sigortalının da kazaya ilişkin bilgi sahibi olup olmadığı araştırılmalıdır.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 2021/7355 E. 2021/11041 K.
''...Somut olayda; davaya konu kazanın tarih ve saatinin, kaza tespit tutanağında 14/07/2015 saat 22:30 olarak belirtildiği; davalıya husumet yöneltilmesine yol açan trafik sigorta poliçesinin tanzim tarihinin 14/07/2015 saat 23:09 ve poliçe başlangıç saatinin ise aynı gün saat 12:00 olduğu görülmektedir. Davalı adına acentesi tarafından 23:09'da poliçe tanzim edilmiş olup sigorta prim tutarının peşin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Anılan bu belgelere göre, poliçenin tanzim saati, davacının bedensel zarara uğradığı kazanın saatinden sonraki bir zaman dilimine ilişkin görünmekte; sigortacının üstlendiği rizikonun gerçekleşmesinden sonra poliçenin tanzim edildiği izlenimi uyandırmaktadır. Bu itibarla; davalı sigortacının sigorta poliçesi gereği sorumluluğunun başlamasından sonra, davaya konu kazanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin (rizikonun poliçe vadesi içinde olup olmadığının) saptanması önem kazanmaktadır. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, sigortacının sorumluluğunun başlaması için, poliçede kararlaştırılan primin ödenmiş olması gerekli olup, prim ödendiği anda sorumluluğu başlayacak olan sigortacı bakımından poliçeye kaydedilen tanzim saatinin bir önemi kalmayacaktır ki bu hususta hiçbir araştırma yapılmadan karar verilmesi, eksik inceleme niteliğindedir. Açıklanan nedenlerle; davalı sigortacının trafik sigorta poliçesi kapsamında davacının zararından sorumluluğunun doğması için, davalı poliçesinin vadesi içinde gerçekleşmiş bir kazanın olması gerektiği; davalı trafik sigortacısının sorumluluğunun, ancak poliçe priminin ödendiği andan itibaren başlayacağı hususları gözetilerek, kazaya ilişkin tüm belgeler incelenip kaza saatinin netleştirilmesi; davalı sigortacı ile poliçe tanzim eden acentesine ait ticari kayıtları üzerinde yapılacak incelemeyle poliçe priminin tahsil edildiği saatin ve poliçenin davalı sigortacının sistemine girdiği saatin saptanması; bu belirlemelerden sonra, yukarıda anılan yasal düzenlemeler de dikkate alınıp davalı sigortacının hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir...''
ARAÇ DEĞER KAYBI ZARARLARI, KASKO TEMİNATI KAPSAMINDA MIDIR?
Araç değer kaybı konusunda, KASKO SİGORTA POLİÇESİNDE PRİM ÖDENMEK SURETİYLE AYRICA VE EK TEMİNAT OLARAK VERİLMEDİKÇE dolaylı zarar olan araç değer kaybı talepleri, kasko teminatı kapsamı dışındadır.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 2021/16698 E. 2022/6896 K.
''...Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan hasar ve değer kaybı tazminatına yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, kaza nedeniyle sigortalı araçta meydana gelen hasar bedeli ile birlikte, araçta oluşan değer kaybının da davalı sigortacıdan tahsili için icra takibi başlatmış, sigorta şirketince icra dosyasına yapılan itiraz üzerine itirazın iptalini talep etmiştir. Mahkemece, bozma sonrası kurulan hükümde davalının Konya 6. İcra Müdürlüğü'nün 2014/3626 esas sayılı takip dosyasına bildirdiği itirazın iptaline, takibin aynen devamına, karar verilmiştir. Davalı sigortacı tarafından sigortalı araçta kaza sebebiyle meydana gelen değer kaybı zararı, kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen poliçe ile de bunun aksine bir düzenleme getirilmemiş; araçtaki değer kaybının teminat kapsamına alınması konusunda bir anlaşmaya varılmamıştır. Bu durum karşısında mahkemece; davacı tarafın değer kaybına ilişkin itirazın iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...''
ARAÇ MAHRUMİYET ZARARINDAN VE KAZANÇ KAYBI ZARARINDAN KASKO SİGORTACISININ SORUMLULUĞU BULUNMAKTA MIDIR?
Araç mahrumiyet zararı ve kazanç kaybı, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları m. A4/8 hükmü uyarınca EK TEMİNAT İLE TEMİNAT KAPSAMINA ALINMADIKÇA teminat kapsamı dışındadır.
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNAT TALEPLERİ İÇİN SİGORTA TAHKİM KOMİSYONUNA BAŞVURU YAPILABİLİR Mİ?
Sigorta şirketi ile uyuşmazlığa düşen kişi, uyuşmazlıkla ilgili sigorta şirketine gerekli başvuruları yapmış ve talebi kısmen ya da tamamen olumsuz sonuçlandığını belgelemelidir. Sigorta şirketi başvurudan itibaren 15 İŞ GÜNÜ İÇİNDE yazılı olarak cevap vermezse Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapılabilir.
Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulabilmesi için uyuşmazlığın tarafı olan sigorta şirketi tahkim sistemine üye olmalıdır. Fakat Sigortacılık Kanunu m.30/1'e göre Sigortacılık Kanununun gösterdiği uyuşmazlıklar için ilgili kuruluş tahkim sistemine üye olmasa bile hak sahipleri tahkim hükümlerine göre tahkim yargılama usulünden yararlanabilecektir.
Sigortacıya yapılan yazılı başvurudan sonra 8 İŞ GÜNÜ İÇİNDE araç değer kaybı tazminatı başvurana ödenmelidir. Aksi halde hak sahibi tarafından yapılan yazılı başvurunun 15 gün içinde karşılanmaması veya reddedilmesi durumunda uyuşmazlık için Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapılabilir.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONUNA BAŞVURULMADAN ÖNCE ARABULUCULUK BAŞVURUSU GEREKİR Mİ ?
Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru için dava şartı olarak ''sigorta şirketine başvuru'' şartı düzenlenmiş olup, ayrıca arabuluculuğa gidilmesi zorunlu değildir.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 2021/3476 E. , 2021/3999 K.
''...Arabuluculuk Kanunun'da “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı altında düzenlenen 18/A maddesinde “Özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hâllerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz.” hükmü yer almıştır.Sigortacılık Kanun’unun 30/13.maddesi “Komisyona gidilebilmesi için, sigortacılık yapan kuruluşla uyuşmazlığa düşen kişinin, uyuşmazlığa konu teşkil eden olay ile ilgili olarak sigortacılık yapan kuruluşa gerekli başvuruları yapmış ve talebinin kısmen ya da tamamen olumsuz sonuçlandığını belgelemiş olması gerekir. Sigortacılık yapan kuruluşun, başvuru tarihinden itibaren onbeş iş günü içinde yazılı olarak cevap vermemesi de Komisyona başvuru için yeterlidir.” düzenlenmesine yer vermektedir.Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru için dava şartı olarak sigorta şirketine başvuru şartı düzenlenmiş olup ayrıca arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak karar verilmesi gereklidir...''
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNAT DAVASI AÇABİLMEK İÇİN ARABULUCULUK BAŞVURUSU GEREKİR Mİ ?
Zarar gören tarafından zararın tazmini için tahkime başvurulmayacaksa ve aracın trafik sigortacısına karşı dava açılacaksa dava şartı olarak arabuluculuk yoluna başvurulması gerekir.
Aracın trafik sigortacısına karşı açılacak davalar zorunlu dava şartı arabuculuğa tabi olduğundan öncelikle arabuluculuk yoluna başvurulmalıdır. Çünkü sigorta şirketine karşı açılan araç değer kaybı tazminat davaları bir ticari davadır.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 2022/2388 E. 2022/3932 K.
''...Davacı vekili, davacıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortalı, davalıya ait aracın istiap haddi kullanımında iken gerçekleşen kazasında oluşan zararların davacı tarafça karşılandığını açıklayıp Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Sözleşmesi kapsamında ödediği tazminatı sigortalısından rücuen talep etmiş, mahkemece, 7155 sayılı Yasanın 20. md. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanun'unun 5. maddesinden sonra gelmek üzere dava şartı olarak arabuluculuk başlığı altında madde 5/a-1 bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır hükmünün getirildiği, bu nedenle de 6325 sayılı Yasanın 18/a-2 maddesindeki "Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir şeklinde düzenleme yapıldığı, dava tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurunun zorunlu olduğu, dava açılmadan önce davacı tarafça arabuluculuğa başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir...''
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNAT DAVASI AÇABİLMEK İÇİN İLGİLİ SİGORTA ŞİRKETİNE YAZILI BAŞVURU GEREKİR Mİ?
Karayolları ZMMS kapsamındaki tazminatlar için zarar gören kişiler, Sigorta Tahkim Komisyonu'na gitmeden önce veya dava açmadan önce SİGORTACIYA YAZILI BAŞVURU koşulunu yerine getirmek zorundadır. (ÖZEL DAVA ŞARTI NİTELİĞİNDE HMK m.114/2)
Eğer sigortacıya başvurulmadan dava açılırsa hakim, zarar görene ilgili sigorta şirketine başvuru için KESİN SÜRE verir; bu süre içinde sigortacıya başvurulmazsa dava, DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİYLE USULDEN REDDEDİLİR. Yazılı başvurunun yapıldığı ancak eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda ise usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksiklik her hâlükarda tamamlanabilir.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ 2021/7138 E. 2021/11427 K.
''...Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvuranın Sigorta Tahkim Komisyonuna müracaatı öncesinde davalıya ilettiği kaza zaptının imzasız ve şekil şartına uygun olmadığı, davacı vekilinin iddiasının aksine, davalı tarafın sigortalısının kazaya karıştığı ve anılan kazada kusuru bulunduğunu kabul etmediği, davacı tarafın Trafik Sigortası Genel Şartlarında belirtilen belgeleri(kaza tespit tutanağı ve/veya resmi makamlarca tutulmuş görgü tespit tutanağı vb.) ibraz etmemiş olması nedeniyle davalıya yaptığı geçerli bir başvurudan söz edilemeyeceği gerekçesi ile başvurunun usulden reddine karar verilmiş, anılan karara